Sıkça Sorulan Sorular
Varis hem ağrı, kramp gibi günlük hayatımızı etkileyen şikayetler hem de özellikle bayan hastalarda rahatsız edici görüntü ve psikolojik açılardan insanı etkileyen bir hastalıktır.Kişinin yaşamını olumsuz biçimde etkilemeye başladığı zaman tedavi olanaklarını araştırmak gerekir. Varis tedavisi her mevsimde yapılabilir. Havaların ısınmış olması yapılacak tedaviyi etkilemez. Kılcal varislerde tedavi süreci ve iyileşme uzun olduğundan ve yaz aylarında mükemmel görsel sonuç arzulandığından, havaların serinlemeye başladığı sonbahar aylarında tedaviye başlanmalıdır. Işınlı (lazer ve benzeri ) tedaviler için en uygun zaman cildinizin en açık renk olduğu kış ve ilkbahar aylarıdır. Oluşmuş olan varisler zamanla veya herhangi bir ilaç kullanılarak azalmaz veya giderilemez, aksine yavaş yavaş ilerlerler. Rutin kullanımda yer alan varis çoraplarının tedavi edici etkisi yoktur sadece şikayetleri azaltmak ve hastalığın seyrini yavaşlatmak amacıyla kullanılırlar. Varisleri yok etmek için yaşamımızın bir döneminde mutlaka tedavi olmanız gerekecektir..Dolayısıyla, ne kadar erken tanı konulur ve tedaviye başlanırsa, yapılacak olan işlem aynı oranda basit olacak, sonuç almak o kadar kolay olacak, varislerle yaşayacağımız zaman kısalacak, varis ve buna bağlı endişelerden kurtulmuş olarak yaşayacağımız mutlu süre uzayacaktır. Zamanlama ile ilgili olarak en sık karşılaştığımız hata, karar verildikten sonra yapılan ertelemelerdir.
Skleroterapi reaksiyon sonucu damarın tıkanmasına neden olan bir kimyasal maddenin toplardamarın içerisine verilmesidir.
Genelde her mevsim yapılabilir. Ancak skleroterapi sonrasında birkaç hafta için deri altına olan geçici kanamalar ve morluklar nedeni ile bacaklar daha kötü görünür. Ayrıca işlem sonrası birkaç hafta için önce bandaj ve sonrasında varis çorabı giymek gerekecektir. Bu nedenlerle skleroterapinin yaz ayları dışında yapılması daha uygundur.
Genelde kullanılan madde yoğun tuzlu su, sodium tetradecyl sulphate ya da daha sık polidokanoldur. Bunların hepsi skleroze edici ajanlardır. Damar içine verilen madde damar iç yüzeyini tahriş eder ve sonunda damarı tıkayacak bir reaksiyon başlatır. Bu reaksiyon sonucunda haftalar içinde damar kaybolur.
Belirlenen varis içine uygun bir iğne ile girilerek, gereken doz ve miktarda ilaç verilir. Daha sonra varis üzerine baskı uygulayacak şekilde sargı sarılır ve birkaç gün sonra varis çorabına geçilir. Eğer varisin kaynağını oluşturan damar derinde ise ultrasonografi yada özel ışık kaynakları ile damar belirlenerek enjeksiyon yapılır.
Skleroterapide kullanılan ilacın belirli bir oranda hava ile karıştırılması ile elde edilen köpük damar içine verildiğinde daha az dozda ilaç ile daha az yan etki ve daha yüksek başarı sağlanmaktadır.
Nadirde olsa ilaç cilt altına kaçarsa ve deri ince ise deride bir delik ve yara oluşabilir. Yara birkaç haftada kapanabilir ama iz kalması olasıdır.
Genelde bu kişiden kişiye fark etmekle beraber ortalama 2-4 seans gerekir. Çok fazla varisi olan kişilerde daha çok tedavi gerekir. Az sayıda varis var ise 1-2 seans yeterlidir.
Her enjeksiyonda hafif bir acı olacaktır. Yanma hissi enjeksiyondan sonra birkaç saniye devam eder. Çoğu kez hastalar bu acıyı her hangi bir özel tedavi yapmadan tolere edebilirler. Hastaların çoğu işlem sonrası beklediklerinden daha az acı duydukarını ifade ederler. İleri derecede hassasiyeti olan hastalarda işlem öncesinde lokal anestezik kremler faydalı olmaktadır.
Gebe ya da emziren bayanlar dışında hemen herkese skleroterapi yapılabilir. Ancak deride enfeksiyon, ateş, kontrolsüz şeker hastalığı, pıhtılaşmayı engelleyici tedavi kullananlarda ve derin ven trombozu geçirmiş kişilerde genelde skleroterapi yapılmamaktadır.
Hafif ağrınız olabilecektir. Bu nedenle evdeki herhangi bir ağrı kesiciyi kullanabilirsiniz. Enjeksiyon yapılan yerde bir kaç gün için morluk ve şişlik olacaktır. Buz torbası koymanız bunları hafifletir. Morluklar bir kaç hafta içinde tamamen kaybolur. Yürürken bir sorun olmaz günlük aktivitelerinizde herhangi bir kısıtlama olmayacaktır.
Hafif ağrı ve morluklar dışında skleroterapinin belirgin bir yan etkisi yoktur. Eğer skleroterapi daha büyük varislere yapılmış ise varis içinde pıhtı oluşabilir. Varis içinde pıhtı temel olarak tromboflebit ile aynı olduğu için iyileşmesi ağrılı ve zaman alıcıdır. Bu nedenle skleroterapi sonrasında varisinde pıhtı saptanan hastalarda bu pıhtı iğne yada sivri bir bistüri ile oluşturulan deliklerden çıkartılmalıdır.2-3 mm den daha kalın damarlarda skleroterapi yapılan damar hattı boyunca sütlü kahve renginde hafifte olsa renk değişiklikleri olabilir bunların bir kısmı giderek rengi açılmakla birlikte kalıcı olabilir.
Kadınlarda sık görülme nedeni hormonların etkisi ve gebeliktir. Gebelikte kadınlarda meydana gelen hormonal değişiklikler, artan sıvı miktarı ve gebelik sırasındaki bebeğin karın içine ana toplardamara yaptığı baskı, toplardamarlarda basıncı artırarak varis oluşumuna neden olmaktadır. Hormonlar ise toplardamarların bağ dokusunu gevşeterek etkili olmaktadır. Bunun yanı sıra doğum kontrol hapları da toplardamarlarda pıhtı oluşumuna neden olabilmekte bu uzun dönemde kapakçıkların harabiyetine sebep olduğundan varislerin oluşumuna zemin hazırlamaktadır.
Daha önce doppler ultrasonografi ile tanı koyduğumuz ve ameliyattan 1 gün önce Işaretleme yaptığımız hastamızı lokal anestezi ve sedasyon dediğimiz hafif sersemleterek ameliyata hazırlıyoruz. Bunu takip eden dönemde girişim yapılacak olan hasta toplardamar ultrason eşliğinde uygun yerden kanüle edildikten yani iğne yerleştirildikten sonra bu iğnenin içerisinden lazer kateteri damar boyunca ilerletilir. Eğer müdahale ettiğimiz damar bacağımızın iç yüzünde bulunan büyük safen ven yani büyük yüzeyel toplardamarımız ise lazer kateterimiz diz altı bir bölgeden kasık bölgesinde yüzeyel toplardamarımızın ana derin toplardamara döküldüğü bölgeye kadar ilerletilir. Buradan güvenli bölge olan 1-2 cm geriye çekilip yerleştirilir. Eğer müdahale edeceğimiz damar baldırımızın üzerinde, bacağın arkasında seyreden küçük safen ven yani küçük yüzeyel toplar damarımız ise aynı işlemler tekrarlanacak, ancak bu kez kateter diz arkası bölgesinde uygun olan yere ultrasonografi eşliğinde yerleştirilecektir. Bu işlemleri takiben yani lazer kateteri uygun yere yerleştirildikten sonra,tümesan anestezi dediğimiz içinde uygun dozlarda adrenalin, bikarbonat ve lokal anestezik bulunan soğuk serum kateter boyunca damarın dış kılıfının altına enjekte edilecektir.
Bu sıvı uygulamasındaki amaç;
- Soğuk serumla, hem damarı büzüştürerek Lazerin etkisini arttırmak aynı zamanda lazerin oluşturduğu yüksek ısının etkilerinden çevre dokuyu korumak.
- Adrenalinle olası kanamaları sınırlandırmak,
- Lokal anestezik ile ise ameliyatı takip eden saatlerinizi daha ağrısız ve rahat geçirmenizi sağlamaktır.
EVLT yani Lazer ile toplar damar tedavisi doppler ultrasonografi sonucunda damar çapı 5,5 mm nin üzerine çıkmış ve 3 ya da 4. derece toplardamar yetmezliği olan hastalara yapılabilir.Unutulmaması gereken diğer bir husus ise EVLT tedavisinin klasik kitabi bilgi olarak damar çapı 12 mm ye kadar garantili olduğudur. Her ne kadar ek önlemler ve tekniklerle daha üst çaptaki damarları da başarı ile kapatsak da, güvenli aralığın 12 mmolduğu unutulmamalı ve çok geciktirmemelidir.
EVLT tedavisi;
- Hamilelik dönemindekilere,
- İleri derecede atardamar hastalığı olanlara,
- Yatağa bağlı hastalara,
- Genel durumu bozuk olan hastalara,
- Yaşam beklentisi 6 ayın altında olan hastalara,
- Kanama eğilimi olan hastalara.
Ugulanması çok tercih edilmez ancak en dikkat edilmesi gereken asıl başlık derin ven trombozu olan hastalardır. Hikâyesinde derin ven trombozu olan ve ileri toplardamar yetmezliği, hatta açık yaraları olan hastalara çok dikkatli yaklaşılmalıdır. Aksi takdirde yapılacak olan bir girişimi yarardan çok hastamıza zarar verecektir.
Eski yöntem olan açık cerrahiye göre oldukça nadir görülse de, her girişimsel işlem de olduğu gibi EVLT da da ufak tefek yan etkiler olmaktadır.
- Çekilme hissi: İşlem sonrasında hastaların bir kısmında lazer ile yakılan damarım trasesi boyunca bir çekilme hissi olacak bu birkaç ay içerisinde bacağın ve o bölgenin tekrar elastikiyetine kavuşması ile ortadan kalkacaktır.
- Nörolojik şikayetler: Bir grup hastamızda uyuşukluk, elektrik çarpması, hipoestezi yani az hissetmek ya da hiperestezi yani çok hissetmek gibi bulgular olabilecektir. Kollarımızda ve bacaklarımızda damar sinir paketi birbirine komşu seyrettiğinden, duyu sinirlerimizde lazerin ısısından dolayı oluşabilecek küçük hasarlar bu şikayetlere sebebiyet verebilecektir. Kendiliğinden 3 ile 6 ay içerisinde kaybolacaktır. Yalnızca çok ileri şikayeti olan hastalara B vitamini takviyesi yapılabilir.
- Flebit: Işlem yapılan bölgede kızarıklık, hassasiyet, ağrı ve ısı artışıyla seyredilebilecek olan bir tablo nadirde olsa görülebilmektedir. Bir hafta içerisinde soğuk pansuman, ağrı kesici ve antibiyotiklerle düzelmektedir.
- Morarma: Nadiren de olsa damar boyunca işlem bölgesinde morluklar oluşabilmektedir. Herhangi bir morluğun geçtiği gibi 1-2 hafta içerisinde kendiliğinden düzelmektedir.
- Derin ven trombozu ve pulmoner emboli: EVLA sonrasında nadir görülen ama korkulan bir komplikasyon olan DVTve PE hayatı tehlikeye atacak boyutlara ulaşabilir. Erken mobilizasyon ve varis çorabı korunmanın en iyi yoludur.Nadiren yaşlı,sedanter hayat süren hastalara ya da ameliyat sonrasında erken dönemde uzun yola gidecek olan hastalara kan sulandırıcı önerilebilir.
- Cilt yanıkları: EVLA sonrasında nadir görülen bir komplikasyonu olmakla birlikte geçmeyecek ve iz kalacak olmasından dolayı can sıkıcı bir komplikasyondur. İyi bir tümesan anestezi uygulaması ve kaliteli lazer kullanımıyla kolayca önüne geçilebilir.
EVLT'nin kendisine ait ağrı ve komplikasyon oranı son derece düşüktür. Ameliyat olan hastalarda asıl ağrının sebebi Miniflebektomi dediğimiz küçük deliklerden kozmetik olarak sizi rahatsız eden damarların EVLT sonrasında çıkartılma işlemidir. Evet bu bölgeler ağrılı olacak Ve ameliyat sonrasında asıl sizi rahatsız eden şikayetler bu bölgelerden kaynaklanacaktır. Ancak EVLT sonrası oldukça rahat bir dönem geçireceksiniz. Hastane çıkışınız elastik bandajlarla olacak. Ertesi sabah elastik bandajınızı çıkartıp duşunuzu aldıktan sonra 20 gün boyunca varis çorabı giymenizi isteyeceğim. Erken mobilizasyon, ağrı, sızı ve kanamanın olmaması bu tedavinin en büyük avantajlarından olduğundan arzu ettiğiniz takdirde ertesi sabah bile işinize gidebilirsiniz. Çalışan izin alamayan hastalarımızı cuma akşamları ya da cumartesi günleri ameliyat edip, pazartesi günü çok rahat bir şekilde iş yerlerine yolcu edebiliyoruz. Yani hiçbir kısıtlamanız bulunmamakta.
EVLT tedavisi son 15 yıldır dünyada en çok uygulanan ve en başarılı tedavi yöntemidir. Farklı merkezlerden yayınlanan sonuçlarda %94 ile %98,5 arasında başarı oranları bildirilmektedir. Artan tecrübe ve gelişen teknoloji ile bağımlı olarak başarı oranları da giderek yükselmektedir.
Birçok avantajının yanı sıra EVLT tedavisinin öne çıkan avantajları:
- Genel anesteziye gerek duyulmaması
- Ağrı yok
- Kanama, morluk yok
- Yara izi yok
- Dikiş yok
- İşlem damar sayısına göre 30-60 dakika civarında
- Enfeksiyon riski neredeyse yoktur.
Vücudumuzda ortalama 150.000 km damar olduğundan, hastalıklı olan bir damarın kapatılması size hiçbir zarar vermeyecektir. Dolaşım kapanan damarın dışındaki yeni yollara yönlendirilecek ve geçici bir ödem tablosu olsa da birkaç hafta içerisinde bu kendiliğinden çözülecektir. Bu başlıkta en çok sorulan sorulardan bir tanesi de, bu damarın ileride olunacak bir koroner bypass ameliyatı için saklanması gerektiğidir ki hasta damarları zaten bu amaçla kullanıyoruz yani bu damar size lazım değil.
Klasik yani açık ameliyatlardan sonra hastalar hareketsiz kalıp, derin ven trombozu ve pulmoner emboli riski arttığından açık ameliyatların iki bacak yapılmasını tercih edilmemekteydi ki. Ancak EVLT yöntemi ile erken mobilizasyon mümkün olduğu için her iki bacak rahatlıkla ameliyat edilebilir hiçbir sorun çıkmayacaktır.
EVLT öncesinde önemli bir hazırlık aşaması yoktur. Ameliyathaneye girecek her hastaya yapıldığı gibi,anestezi muayenesi,ufak bir kan testi paneli gerekmektedir. Bunun dışında en önemli dikkat edilmesi gereken husus ameliyathaneye girmeden önce her hasta da olduğu gibi 6 saat açlık ve susuzluktur. Erkek hastalar için ise ek olarak göbek bölgesinden aşağıya traş olunması gerekmektedir.
Başarı oranı %94 %95'in üzerinde olan EVLT tedavisinden sonra aslında gelişen teknoloji ve bizlerin artan tecrübesi ile tekrarlama yok denecek kadar azdır. Toplar damar hastalıklarında aslında tekrar çok nadirdir. Ama genetik yatkınlığınızdan dolayı, bugün sağlıklı olan damarlarımızın zaman içerisinde hastalanma oranı daha yüksektir.
EVLT tedavisi kılavuzlarda yatarak tedavi sınıfına girdiğinden, EVET özel sigortalar tarafından tamamı karşılanmaktadır.
EVLT son derece başarılı ve komplikasyon oranı çok düşük bir tedavi yöntemi olmakla birlikte, nadir de olsa derin ven trombozu riski olduğundan bacağınız da beklenmedik bir kızarıklık, ısı artışı, hassasiyet olduğunda ya da bacakta ani bir şişme, abartılı bir ağrı, gerginlik hissi olduğunda ya da nefes darlığı olduğunda hemen doktorunuzla iletişim kurmalısınız.
EVLT tedavisinin kendisi gibi ameliyat sonrası da oldukça rahat ve keyifli geçecektir. Hiçbir kısıtlama olmadan normal hayatınıza devam edebilirsiniz. 3 gün boyunca antibiyotik ve antienflamatuar önermekteyim. Bunun dışında 20 gün boyunca varis çorabı kullanacaksınız.
Klasik, açık cerrahinin aksine EVLT tedavisi günübirlik bir tedavidir. Hastane yatışı söz konusu değildir. Hastanede geçireceğiniz toplam vakit 5-6 saat civarında olacak, lokal anestezi ve sedasyonla yaptığımız bu ameliyat sonrasında odanıza çıkmanızı takipten 2-3 saat içerisinde hiçbir kısıtlaması olmaksızın evinizde olacaksınız.
Bilinen adıyla varis çorapları bacaklarınıza basınç uygulamak üzere geliştirilmiş yardımcılardır. Oluşturulan basınç, dolaşımınızı düzenlemeye yardımcı olacak, bu şekilde ağrınızı ve ödeminizi azaltacaktır. Genel olarak ayak bileği çevresinde en yüksek seviyede olan basınç, yukarılara çıktıkça seviyeli olarak azalmaktadır. İyi haber, artık anneannenizin kullandığı gibi kalın, kahverengi naylon, çadır bezi formunda değildir. Gelişen teknoloji ile birlikte ince, görüntüsü güzel, hatta modaya uygun çoraplar mevcuttur. Piyasadaki çoraplar diz altı, diz üstü, kasık ve külotlu çorap olarak değişik form ve renklerde bulunmaktadır.
Varislerin oluşumunda anlattığımız gibi maalesef ki toplardamar sistemi bir kalpten yoksundur ve yerçekimine karşı yukarıya kalbe doğru pasif olarak yol almak zorundadır. Bu sebepten dolayı toplar damarlarımızın içerisinde kapakçıklar vardır. Yetmezlik durumlarında ortaya çıkan toplardamar ve kapakçık fonksiyon bozukluklarında, kan yeterli seviyede kalbe dönmeyecektir. Bunun yerine bacak, bilek ve ayakta göllenecektir. Varis çorapları bu aşamada size uygun, sabit, sürekli bir basınç sağlayarak bacak sağlığınıza destek olacaktır. Uygulanan dış basınç sayesinde kan damar içerisinde daha kolay hareket edecek, dolaşım düzelecek ve bacaklardaki göllenmenin önüne geçilecektir. Bu sayede de göllenme ve sebep olduğu ödem, bacaktaki ağırlaşma, yorgunluk ve ağrı ortadan kaybolacaktır.
Risk grubu iseniz yani aşağıdakilerin bir ya da daha fazlasına sahipseniz sizlerekalp ve damar cerrahınıza danışmanızı ve varis çorabı kullanmanızı öneririz.
- Aile hikayeniz varsa
- Kadın cinsiyet
- Doğurganlık
- Obezite
- 60 yaş üstü
- Hamilelik
- Fiziksel aktivite yetersizliği
- Uzun süre oturarak çalışmak
- Uzun süre ayakta çalışmak.
Sadece risk grubu olanlar değil aynı zamanda bacak şişmelerinde, uzun süren yolculuklarda, atletlerde korumak amaçlı ya da ağrıyı azaltmak amaçlı kullanımlarda önerilmektedir.
Varis çorapları risk grubu ya da tanı konulmuş hastalar için kolaylıkla her yerde bulunabilecek ve uygun fiyatlı en basit koruyucu yöntemdir. Ancak önemli noktalardan bir tanesi düzgün basınçlı olmaları ve bilinçli bir şekilde kullanılmalıdır. Bu amaçla sık sorulan birkaç soruya yanıt arayacağım.
Nasıl Giymeliyim
Size en uygun çorabı doktorunuz verecektir. Aldığınızı çorap ayağı, bileği ve bacağı iyi sarmalı. Kırışmamalı, katlanmalıdır. Özellikle diz altı diz üstü ve kasık tipi çoraplar da üstteki lastikli bölgeden kıvrılmalar çok sık olduğundan bunları mutlaka önüne geçirmelidir. Çünkü bu tür kıvrılmalar dolaşımınızı bozmakta çorabı amacından çıkardığı gibi size zarar vermektedir. Doktorunuz aksini önermediği takdirde varis çorapları normal şartlarda sabahları yataktan kalkmadan bacaklarınız duvara kaldırılıp birkaç dakika yerçekimi yönünde boşaltıldıktan sonra giyilir, bütün gün bacakta kalır ve yattığımızda çıkartılır.
Hangi Ölçü
Varis çorapları, basınç yani mmHg ile ölçülendirilmiştir. Düşük numaralar düşük basınçları yüksek numaraları ise yüksek basınçları ifade etmektedir. Sizin için uygun olan çorabı, kullanım amacınıza yönelik olarak doktorunuz belirleyecektir. Eğer ki kullanım amacınız geçirilmiş bir derin ven trombozu yada yüksek derin ven trombozu riski ise size yüksek basınçlı bir çorap önerilecek.Uzun süreli yatışlar, büyük cerrahiler sonrası ise en yüksek basınç olan antiembolik çoraplar önerilecektir. Kullanım amacımız varisler yani kronik toplardamar yetmezliği ise tercih edeceğimiz çorap orta basınçlı çoraplar olacak. Dinlendirici ya da düşük basınçlı dediğimiz çorap tanı konulmuş hastalığı olmayıp, venöz yetmezliğe benzer semptomları olan hastalara verilecektir.
Basınç derecelerine göre çoraplar:
- Düşük derece (8-15 mmHg) bu grup, uzun süre ayakta kalanlar, hamileler, hafif derecede bacak ödemi olanlar için önerilmektedir.
- Orta dereceli çoraplar (15- 20 mmHg) bu grup, venöz yetmezliği olan hastalarda şikayetlerin giderilmesi veya engellenmesi için uygundur. Uzun süreli seyahatlerde, DVT riski olan hastalarda ve venöz cerrahilerden sonra önerilmektedir.
- Yüksek basınçlı çoraplar (20-30 mmHg) bu grup, bazı venöz cerrahislerden sonra, ciddi ödemi olan veya DVT geçirmiş hastalarda kullanılabileceği gibi, ortostatik hipotansiyon olan hastalarda da önerilmektedir.
- Ekstra sıkı çoraplar (30- 40 mmHg) ileri derecede venöz yetmezlik, ödem, DVT riski, ortostatik hipotansiyon da kullanılabilirler.
Bu sorunun cevabı kesinlikle HAYIR'dır. Varis çorabı toplardamar yetmezliğini tedavi edici değildir. Asıl amacı şikayetleri giderici, hastalığın seyrini yavaşlatıcı ve günlük hayat kalitesini arttırıcı olmasından kaynaklanmaktadır. Varis çoraplarının kesinlikle tedavi edici bir etkisi yoktur.
Sorunun cevabı da HAYIR'dır.
Aşağıdaki hastalık ya da şikayetlerden birine sahipseniz mutlaka doktorunuza danışmalısınız.
- Konjestif kalp yetmezliği
- Septik flebit
- İleri derecede bacaklarda atardamar hastalığı ve dolaşım bozukluğu
- Cilt enfeksiyonları
- Periferik nöropati
- Alerjiler
- Dermatitler
En çok tercih edilen çorap tipi diz altıdır. Yapılan çalışmalar, aslında diz altı çorabın koruyucu amaçlı yeterli olduğunu göstermiştir. Ancak tüm bacak boyunca ultrasonografi ile tanısı konmuş yaygın bir yetmezliğiniz var ise kasık tipi ya da külotlu çorap giymemiz de fayda vardır. Doktorlarımızın önerileri doğrultusunda çorabınızı alınız.
Risk grubundaki ve ultrasonografi ile ispatlanmış toplardamar yetmezliği olan hastalar için bu sorunun cevabı kesinlikle EVET'dir. Sportif amaçlı olarak özel olarak imal edilmiş varis çorapları olduğu gibi, en kötü ihtimalle doktorunuzun önermiş olduğu gündelik çorabınızı da giyebilirsiniz.
Unutmayınız, varis çorabı medikal bir üründür ve ayak bileğinden yukarıya doğru azalarak giden basınçlar için ayarlanmıştır.Bu sebepten dolayı dikkatli özel bir şekilde, itina gösterilerek yıkanmalıdır. Ben bunları hastalarıma anlatırken kazak yıkar gibi yıkamanız gerekir diyorum. Yani, ılık suda çitilemeden, kibar hareketlerle yıkanmalı, çok sıkmadan, kazak kurutur gibi bir havlunun üzerine serilerek, oda sıcaklığında kurutulmalıdır. Kesinlikle kurutucuda, kaloriferde ya da güneş altında kurutulmamalıdır. Bu şekilde yapılan uygulamalarda varis çorabı özelliğini derhal yitirecektir ve ömrü kısalacaktır ki görünüşte birşey değişmediği için, siz bunu fark edemeyeceksiniz. Her ne şartta kullanılırsa kullanılsın, ben hastalarıma yıkamalardan dolayı 2 adet çorap almalarını ve mutlaka 6 ayda bir değiştirmelerini öneriyorum.